Kan grubuna göre çıkarılan diyet listeleri, beslenme planları son yıllarda görmeye çok alıştığımız içerikler. Ancak sağlıklı beslenme ve diyetin ayrıştırılmaması gerektiği önemli bir gerçek ve bu noktada X, Y, Z diyetlerinin ne kadar sağlıklı olduğu tartışılır. Sık sık gündeme gelen kan grubuna göre diyet listeleri ve kan grubuna göre beslenme ile ilgili merak edilenleri Diyetisyen Mehtap Yakut ile konuştuk.
KAN GRUBUNA GÖRE DİYET HURAFE Mİ?
Bu soruya çok net olarak evet diye yanıt verebiliriz. Yapılan araştırmalar kan grupları ile ilişkilendirilen diyetlerin doğrudan kan grubuna bağlı olmadığını kanıtlıyor. Ancak pek çok insandan kan grubu diyeti ile kilo verdiğini duymak da mümkün. Bunun temel nedeni de kan grubu diyetlerinin beslenme açısından oldukça kısıtlayıcı olması. Kan gruplarına göre beslenme önerilerine bakıldığında temelde hepsinin glisemik indeksi yüksek besinlerden uzak durmayı önerdiğini görüyoruz. Protein ağırlıklı beslenmek, mısır ya da buğday türevlerini beslenmeden çıkarmak, yeşil sebzelere ağırlık vererek beslenmek gibi kriterler sunuluyor bu diyetlerde. Bu beslenmelerin, kişilerin kilo vermesini sağlaması normal ancak konunun kan grupları ile doğrudan bir ilişkisi yok. Uzun vadede bu beslenme programlarının belirli mineral ve vitamin eksiklerine neden olma ihtimali de oldukça yüksek. Bu nedenle kan grubu odaklı beslenmeyi önermiyoruz.
NASIL BESLENMEK GEREKİYOR?
Her dönem popüler bir diyet listesi insanlara hayallerindeki görünüme ulaşacaklarına dair büyük umutlar vererek ön plana çıkıyor. Pek çok insan da bu diyetleri deneyerek kısa vadede olumlu sonuçlar alıyor.
Unutulan ise alınan sonuçların kalıcı olmadığı. Kişinin günlük hayatında rutin olarak uygulamakta zorlanacağı kısa süreli diyetlerin temelde hiçbir faydası yok. Bu nedenle diyet kavramının ne olduğunu öğrenmek gerek. Diyet kişinin aç kalarak kilo vermesini sağlamaz. Diyet mutlaka sürdürülebilir olmalıdır.
Mutlaka bir uzman kontrolünde yapılmalıdır. Elbette her vücut kitle indeksine aynı programı önermek doğru değil. Kişilerin kan ve hormon değerlerinin detaylı bir şekilde incelenmesi doğru beslenmede çok önemli. Sonrasında ise dengeli bir beslenme programı uygulanmalı. Kilo verildikçe planlama değiştirilmeli, günlük hayata uyacak şekilde sürdürülebilir hale getirilmelidir.
SU İÇSEM YARIYOR DOĞRU BİR ARGÜMAN MI?
Hem evet hem hayır. Su içsem yarıyor diyerek bize gelen danışanların temelde kilo vermelerine engel olan rahatsızlıkları oluyor. İnsülin direnci, vitamin eksikleri, hormon dengesizlikleri kilo vermeye engel olduğu için çok dikkatli beslenen kişilerde kilo vermek zorlaşıyor, kilo almak ise en ufak kaçamakta bile normal hale geliyor. Bu durumda da danışanlarımız su içsem yarıyor sözüne sığınıyor. Oysa özellikle sık karşımıza çıkan bu durumların temelinde de sağlıksız beslenme ve hatalı diyet uygulamaları var. Kişiler kendilerini hiç dahil olmak istemeyecekleri türden bir kısır döngüye sokarak kilo vermeye dair umutlarını kaybediyorlar.
Her zaman kişinin yaşına, mevcut ve ideal kilosuna, kan ve hormon değerlerine bakarak doğru planlamanın yapılması gerekiyor. Vücutta eksiklikler veya fazlalıklar olması halinde bunları normal seviyeye çekecek adımların atılması ise başarı üzerinde belirleyici oluyor. Yüksek beden kitle indeksine sahip kişilerde başlangıç aşamasında daha yoğun ve zorlayıcı gözüken programlar tercih edilse de kilo verildikçe programların günlük hayata daha uyabilir hale getirilmesi oldukça önemli. Tüm danışanlarımız için temel amacımız, hem kilo verilmesini hem de verilen kiloların yeniden alınmasını engellemek üzere sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazanılması oluyor.
Bu yazı 03.02.2021 tarihinde Mynet mecrasında yayınlanmıştır